Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu: Genel olarak her HBsAg pozitif, yani HBV taşıyan birey kişisel temizlik kurallarına uyma yanında, kişisel bakımda kullanılan traş bıçağı, jilet, tırnak makası, diş fırçası ve diğer delici ve kesici aletleri başkaları ile paylaşmamalı, her kullanım sonrası temizleyerek bırakmalıdır.
Başkan Çakaloğlu yaptığı açıklamada, Ülkemizde yenidoğanlarda, çocukluk yaşlarında ve adolesanlarda (<13-15 yaşın altında) ve risk gruplarında ücretsiz olarak hepatit B aşısı yapılmaktadır. Bu sayede HBV infeksiyonu sıklığında özellikle genç yaş grubunda (18-29 yaş), daha ileri yaşlardakilere göre belirgin bir azalma sağlanmıştır (%2.8’e karşılık %5.7). Aslında bu aşılama programının başarısı oranında yeni kuşaklarda HBV infeksiyonu giderek azalacak ve yukarda sayılan sorunlu gruplar daha da küçülecektir.
“BEBEĞE BULAŞMA RİSKİNE KARŞI HER TÜRLÜ ÖNLEM ALINIYOR”
Her hamilede, gebeliği sırasında veya öncesinde hepatit B testi yapılmakta ve HBsAg pozitif bulunanlarda daha ileri testler ile annenin karaciğer hastalığı ve bebeğe bulaşma riski değerlendirilerek gerekli tedbirler alınmaktadır. Kanda HBV DNA düzeyi çok yüksek olan hamilelerde son 3 ayda emniyetli ve etkili antiviral ilaç kullanılması ve doğumdan hemen sonra bebeğe hepatit B immunglobulini (HBIG) ve HBV aşısının ilk dozunun yapılması ile bulaşma %100’ye yakın oranda önlenir.
RİSKLİ KABUL EDİLEN GRUPLAR İÇİN AŞILAMA ÖNEMLİ
Hepatit B’li kişilerin özelikle aynı evi paylaşan aile üyelerinde yapılan tarama (HBsAg, anti-HBs ve anti-HBc testleri) ile başka hepatit B’li aile üyeleri saptanarak tedavi için değerlendirilir, hepatit B testleri negatif olanlar ise aşılama programına alınarak sorun çözülür. Aynı şekilde riskli kabul edilen diğer gruplarda (sağlık çalışanları, tıp-diş hekimliği-sağlık meslek okulları öğrencileri, seks işçileri vb) yer alanlarda yapılan HBV infeksiyonu taramaları ve aşılama son derece önemlidir. Hepatit B ile infekte olanlar oral antiviral ilaçlarla bulaştırma riskleri sıfırlanacak (kanda HBV DNA PCR testi negatif) şekilde tedavi edilir ve böylece mesleklerini sürdürebilirler. Aynı uygulama diğer risk grupları için de geçerlidir.
“HEPATİT B TAŞIYAN BİR KİŞİ BUNU AÇIKLAMAK ZORUNDA DEĞİLDİR”
Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu: “Ülkemizde amatör sporculardan (çocuk, adolesan, erişkin) veya sağlıklı yaşam için spor tesislerinden yararlanmak isteyenlerden başlangıçta hepatit B, hepatit C ve HIV testleri istenmektedir. Bu o kişilerin izni alınarak yapılabilir ve tarama amacı ile yararlı bir uygulama olabilir. Ancak HBV infeksiyonlu (HBsAg pozitif) bir kişi için her ne koşulda olursa olsun sportif aktivitelerin veya spor tesislerinden yararlanma hakkının engellenmesi düşünülemez. Bu hem tıbbi hem de ahlaki ve hukuksal açılardan yanlıştır. Hepatit B’li olanlar uzman doktora yönlendirilmeli, HBV testleri negatif olanlara ise aşı olmaları önerilmelidir. Diğer taraftan hepatit B’li bir kişi bunu açıklamak zorunda değildir. Çünkü bilgisizlik ve bunun sebep olduğu yersiz korkular o kişinin dışlanmasına ve damgalanmasına yol açar.”
“ASKERLİK KONUSU ÖZELDİR”
Başkan Çakaloğlu askerlik ve hepatit B sorunu başlı başına bir konuşma konusu olabilir ve kendine has yönleri ile özel olduğundan bahsetti.
İdeal olan askere alınan herkesin HBV taramasından geçirilmesi, negatif olanların aşılanması (0, 1 ve 2. ayda üç aşı ve 12. ayda 4. aşı) ve HBsAg pozitif olanların hastaneye sevkedilerek karaciğer hastalığı ve tedavi açısından değerlendirilmesidir. Günümüzdeki uygulamada buna çok yakındır. Hala hangi sebeple olursa olsun askerlikten muaf tutulan bir genç bundan üzüntü ve endişe duymakta ve sonraki yaşamına (iş, evlilik vb) olumsuz etkileri olabileceğini düşünmektedir.
Hepatit B’li bir kişi, eğer karaciğer hastalığı çalışmasını engelleyecek derecede ilerlememiş, kompanse dönemde ise iş hayatı açısından herhangi bir sorun yaşamaz, özel bir risk oluşturmaz. Bazı meslekler (seks işçileri, bulaşma açısından riskli tıbbi/cerrahi girişimler yapan doktorlar ve diğer sağlık personeli gibi) dışında özel bir uygulamaya tabi tutulmaları gereksizdir. Kronik hepatiti olanlar ilaçlarla tedavi edilir, bulaşıcılık riski ortadan kaldırılır ve diğerleri (inaktif infeksiyonu olan HBsAg pozitif taşıyıcılar) ise kişisel temizlik, hijyen kurallarına uymak koşulu ile çalışma hayatına devam edebilirler.
Vücudunun özellikle dış dünya ile temasta olan kısımlarındaki kesik, çizik, yara, ezik gibi kanla temasa yol açabilecek lezyonlarını antispetik solüsyonla (oksijenli sui tentürdiyot, betadin vb) temizlemeli ve üzerini yara bandı ile kapatmalıdır. Spor müsabakalarında da kanayan bir yaralanması olan her sporcu saha kenarına alınmalı, gerekli müdahele ve kanamalı alanın titizlikle temizlenmesinden sonra gazlı bez veya gerekli diğer materyelle yaranın üzeri emniyetli bir şekilde kapatıldıktan sonra sahaya dönmesine izin verilmelidir. Bu tedbirler sporcuları HBV infeksiyonu açısından daha riskli bir grup olmaktan çıkarmıştır.
HEPATİT B TAŞIYICI KADIN SORUNSUZ BİR ŞEKİLDE ANNE OLABİLİYOR
Evlilik öncesi testlerde kişilerden birisinin veya ikisinin birden hepatit B’li olması evliliğe engel değildir. Hepatit B testleri negatif olana aşılama önerilir. HBsAg pozitif olan kişi uzman doktora yönlendirilir. Gerekirse ilaç tedavisi verilir. Hepatit B’si negatif olan kişide ise hızlı aşılama takvimi uygulanır. Kendisi veya eşi HBV infeksiyonlu olan bir anne doktor takibinde olmak üzere sorunsuz şekilde anne olabilir ve bebek aşı ve HBIG ile hepatit B’den güvenle korunabilir.
Özetle asıl sorun tanı konulamamış, yıllarca sessiz sessiz ilerlemiş ve maalesef siroz veya karaciğer kanseri gibi ciddi sorunlara yol açmış HBV infeksiyonudur. Değişik nedenlerle yapılan hepatit B taramalarını sessiz hepatit B hastalarını tanımak ve tedavi etmek ve aynı zamanda da HBV negatif kişileri aşılama programlarına almak için bir fırsat olarak görmeliyiz. Bunu yaparken tıbbi, ahlaki ve hukuki normlara uygun davranmalı, hak ihlaline yol açmamalıyız.