Sora Kozmetik Genel Müdürü İlhan Karahan, Sora Kozmetik’in markalaşma yolunda hızlı adımlarla ilerlediğini söyledi. Karahan, yurtdışında ve Türkiye’de yaptıkları başarılı çalışmalarla adlarından söz ettirdiklerini kaydetti.
İlhan Bey sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Sora Kozmetik’in Genel Müdürü ve aynı zamanda Yönetim Kurulu üyesiyim. 2001 yılında kurulan Sora Kozmetik, özellikle ihracat pazarlarında ürün geliştirme, kalite güvence, satış ve pazarlama konusunda rakiplerinden kısa sürede sıyrılarak üst basamakları hızla tırmanmaya başladı. Şu anda yaklaşık 80 ülkeye mal veren firmamızın ihracat pazarlarında ürün bilinirliği oldukça yüksek olup son yıllarda iç pazarda da ciddi şekilde bir yapılanmaya girdik. Ortadoğu, Yakındoğu, Türki Cumhuriyetler ve Afrika Bölgesi şu ana kadar ihracat yaptığımız bölgelerdi, bunlara son yıllarda Avrupa ve Amerikayı da ilave etmeye başladık. Avrupa ülkelerinin yüzde 50’sindeki marketlere ürün satıyoruz. Hem pazarlama, hem marka yatırımı açısından dünya markası olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyoruz. Kalıcılığın yolu markalaşmaktan geçer Önümüzdeki yıllarda yatırımlarımıza devam edeceğiz, dünyayı yakından takip ediyoruz, gereken bölgelerde üretim konusunda da işbirliği projelerimiz olacaktır. Sora çok yönlü bir şirket, kozmetiğin yanı sıra sektöre dönük makine ve teknolojik destek projeleri üretiyoruz. Örneğin Libya’da teknoloji de üretiyor, son teknolojik ürünlerimizle fark oluşturuyor ve beğeni topluyoruz. Hindistan’a, Cezayir’e, İran’a ise makine sattık. Kısacası kozmetikle ilgili farklı dallarda başarıyla çalışmalarımızı yürütüyor, kendi markalarımızı büyütmek için çalışıyoruz. Markalaşma sürecinde hızla ilerleyen ürünlerimiz olarak deodorantlarımız, anti –aging kremlerimiz, güneş yağlarımız, bronzlaşma, bacak fondateni ve diğer bakım ürünlerimizi sayabiliriz.
Deodorantlarla ilgili çeşitli söylentiler oluyor. Leke bırakıyor vs. diye siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Biz Araştırma-Geliştirme yani AR-GE konusuna çok önem veriyoruz, dolayısıyla bir ürün çıkarmadan önce gerekli bütün testleri yapıp gerekli önlemleri alıyoruz. Bu konu üzerinde de her zaman titizlikle duruyoruz, neticede kimse kıyafetinde deodorant izi olsun istemez. Müşteri memnuniyeti bizim için en üst seviyede gelir, biz her müşteriye uzun vadeyle bakarız. Her kesimden müşteriler ürünlerimizi rahatlıkla tercih etmektedir. Her zaman her konuda dünyanın her köşesinde ürünümüzün ve müşterilerimizin arkasındayız.
Rus pazarı ve Amerika pazarıyla ilgileniyor musunuz?
Rus pazarıyla çalışıyoruz, ancak önümüzdeki yıllarda bu çalışmanın yoğunlaşacağını ümit ediyoruz. Avrupada bölgelerinin çoğunda varız, Kuzey ve Güney Amerikaya yıl sonuna kadar çalışmaya başlamayı hedefliyoruz, fuar ve seyahat planlamalarımızı buna göre yapıyoruz, dünyada kozmetik sektörünün en önemli fuarlarına düzenli katılmamız, internet portalları ve paylaşım siteleri kurumsal vizyonumuzun ayrılmaz bir parçasıdır. Özellikle krem ve vücut bakım ürünleriyle Avrupada Türk marketler, drugstore ve eczane kanalına yavaş yavaş açılmaktayız. AR-GE’yi, tüketicilere kaliteli ürünler sunmayı ve farklılaşmayı seviyoruz, yatırımlarımız da buna paralel devam ediyor. Yurt dışında hem üretim, hem pazarlama, hem de markalaşma konusunda daha etkin olabilmek için başlatmış olduğumuz çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Firma olarak kalitemizin arkasındayız ve son yıllarda başta BEBAK markası olmak üzere yurt dışına olduğu kadar Türkiye pazarına da yatırım yaptık. Türk marketler çok zorluk çıkarıyor ve yeni firmalara satışlarından ve raftan pay vermeye çok sıcak bakmıyorlar. Ayrıca marketlerle ilgili olan yasalar geliştirilmesi ve markalaşan firmalara daha fazla destek sağlanması gerekmektedir.
Son olarak sektör hakkında önemli şeyler söylemek ister misiniz?
Türkiye kozmetik alanında çok hızlı büyümektedir, ihracat verileri de bunu doğrulamaktadır. Hükümetimizin 2023 yılı ihracat hedefine markalaşma ve ciro açısından biz TUSKON üyesi bir kurum olarak tam destek vermekteyiz. Firmalara sağlanan desteklerin artması durumnda biz dahil birçok firma daha daha etkin markalaşabilir ve firmalar markalaşmaya daha fazla önem verebilirler. Sektörde üreticiler arasında her zaman tatlı bir rekabet olacaktır, zaten rekabet kaliteyi ve farklılaşmayı getirir. Vizyonumuz misyonumuzdur ve müşterilerimizin her zaman doğruyu ve kaliteliyi ayırt edebildiğine inanıyoruz.