Son günlerde adını sıklıkla duyduğumuz Aromaterapinin faydaları bilindiğinden daha çok. Hem güzellik hem de sağlık içinse doğru kullanım oldukça önemli.
Phytoil Aromatherapy markası, Aromaterapi Uzmanı Eczacı Özlem Pamuk Yıldız tarafından yaşanmışlıklar sonucunda hayata geçirilmiş.
Kendisi ile gerçekleştirdiğimiz röportajda hem markayı daha yakından tanıdık hem de aromaterapinin faydalarını yeniden değerlendirdik…
Sizi biraz tanıyabilir miyiz, hikayenizi anlatır mısınız?
1996 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum. 1.5 yıl SSK Bursa Bölge Hastanesi’nde klinik eczacılık, sonrasında 15 yıl serbest eczacılık yaptım. Aldığım eğitimlerle farmakolojik danışmanlık, fitoterapi ve aromaterapi alanında teorik ve klinik çalışmalar yaptım.
Mesleki yaşamım boyunca sayısız eğitimler aldım, klinik çalışmaları güncel olarak takip ederek yorumladım. “Sağlığın korunması ya da iyileştirilmesi’’ için bütüncül yaklaşım ve alternatif-tamamlayıcı tıp uygulamalarını, savundum ve uyguladım.
2007-2013 yılları arasında Istanbul İl Sağlık Müd. Anne-Bebek Sağl. Koruyucu Eczane olarak halka eğitim ve danışmanlık hizmeti verdim. Sivil Toplum Kuruluşları (MemeDer Y.K.Başk.Yrd.-8 yıl), (TÜYÇEV-11 yıl), (BİLSEM-5 yıl) ile toplum sağlığı için bilgi ve bilinçlendirme çalışmalarında bulundum. Birinci Bölge İstanbul Eczacı Odası Bayrampaşa bölge temsilciliği ve MISEP (meslek içi eğitim programları) komisyonunda görev aldım. Klinik Aromaterapi çalışmaları sırasında meslektaşlarım ve toplum sağlığı adına yapılması gerekenler olduğunu farkedip, tıbbi aromaterapik yağ markası Phytoil Aromatherapy’i kurdum.
Aromaterapi nasıl girdi hayatınıza?
2007 yılında bana meme kanseri teşhisi konuldu. Tedavi sonrası antikanserojen bir hayat başlamalı. Doğal ve sağlıklı olmak için bu şart. Yedikleriniz, içtikleriniz, kullandıklarınız… Her şey birer kaserojene dönüşebiliyor. Özellikle kozmetikler… yüz yıkama jelleri, tonikler, şampuanlar… Farketmeden her gün kimyasal yüklüyormuşuz vücudumuza. Eczacı olmanın da etkisiyle bu süreçte fitoterapi ve arından aromaterapi hayatıma girdi. Farkettim ki güzelliğimiz için de sağlığımız için de doğada ihtiyacımız olan her şey mevcut. Sadece nasıl kullanacağımızı bilmemiz gerekiyor.
Kendi markanızı da kurdunuz bu sürecin sonunda… Ondan bahseder misiniz?
Phytoil Aromatherapy’i doğadan gelen bilgeliği insanlara ulaştırmak amacıyla 2018 yılında Antalya’da kurdum. Kendi iyileşme sürecimde de doğanın mucizelerinden yararlandığım için bu süreçte öğrendiklerimi en iyi şekilde insanlara aktarmak istedim. Bu süreçte farmakolojik danışmanlık, fitoterapi ve aromaterapi alanındaki teorik ve klinik çalışmalarımdaki 25 yıllık deneyimim ile markayı hayata geçirdim.
Son yıllarda hastalıkların da artmasıyla, iyi yaşam standartlarının insanlar tarafından benimsenmesiyle birlikte doğala olan ilgi arttı. Dünyada yaşanan bu değişim kişisel bakım ürünlerine de yansıdı. Etiket okuma bilinci oluşmaya başladı. İnsanlar artık aldıkları her ürünün etiketini okuyarak etken maddelerine bakıyor bu da satın alma kararlarını etkiliyor. Biz de buradan yola çıkarak, hem kendi hastalığım süresince ihtiyacım olanları hem de insanların ihtiyaçlarını gözönünde bulundurarak ürün gamımıza yüzde yüz doğal içerikli temizleme jellerini, tonikleri ekledik. Bunun yanı sıra bu alanda olan ürün gamımızı önümüzdeki dönemde piyasaya sunacağımız yeni serumlarımız ile genişletmeyi hedefliyoruz. Şu an Ar-Ge ve üretim çalışmalarını tamamladığımız iyileştirici serumlarımızı birkaç ay içeresinde pazara sunmak için çalışıyoruz.
Endemik olarak en iyi bitkilerden elde edilmiş, teknik standartlara uygun, organik ve benzersiz majör bileşenlere sahip yağları insanlarla buluşturmak ve geleneksel tıbbın öncüsü olan aromaterapi ile hastalara şifa sağlamayı hedefliyoruz.
Arometerapinin yaşlanma karşıtı etkileri ve cilt güzelliğine katkıları da biliniyor; neler önerirsiniz bunun için okuyucularımıza?
Cilt güzelliği için iç güzelliği şart. Cildin güzelliği için iyi beslenmeliyiz, yeterli su içmeliyiz, stresten uzak durmalıyız ama bütün bunları bir yana koyarsak fitoterapötik olarak ekstartlar ya da yağların dahilen (içerek ) kullanılması gerekiyor. İçten de desteklendiğinde daha iyi sonuç alınır. Kollajen yıkımını önleyici olan nar çekirdeği yağı ile üzüm çekirdeği yağını dönüşümlü olarak tavsiye ediyorum. Bu yağlar cildimizin yalşılık etkilerini önlemek için de kullanılır. Bu yağların yanı sıra buğday çekideği yağı eğer cilt kuru ise kayısı çekirdeği yağı, jojoba yağı bunlara takviye olarak kullanılabilir. Jojoba yağı iyi bir nemlendiricidir. Diğer yağlar gibi çok fazla polifenoller içermediği için diğer yağlar gibi içilmesini önermeyeceğim ama cildi iyi nemlendirir. Bu sabit yağların içerisine uçucu yağ olarak da ölmez çiçek yağı kullanılabilir. Bu yağ antiaging, kırışıklık açıcı aynı zamanda leke giderici ve izlerin giderilmesi için de son derece uygun bir yağ.