DİJİTALİ KALBİNDE TUTAN ŞİRKET
Okurlarımıza kendinizden ve yeni nesil L’Oréal’den bahseder misiniz?
“Ben aslında kozmetik ile çok bir ilişkisi olmayan bir meslek sahibiyim. Koç Üniversitesi’nde Elektronik Mühendisliği okuduktan sonra bir staj sonrası L’Oréal ile buluştum. Buradaki dinamizm, sorumluluğa hızlı sahip olabilme, hız ve öncülük çok ilgimi çekti ve 13 senedir bu yapı içerisinde güzel bir kariyer yolculuğu çizdim.
L’Oréal bünyesindeki Luxe Divizyonunun 1 yıldır Genel Müdürlüğünü yapıyorum. Lancôme, YSL Beauty, Armani, Kiehl’s, Prada, Valentino gibi markaları içeren muhteşem bir portfolyodan oluşuyor bu divizyon. Parfüm, cilt bakım ve makyaj kategorileri üzerine çalışıyoruz. Benim hikayem pazarlama ile başladı; sonrasında kariyer yolculuğum satış, e-ticaret, perakende ile zenginleşerek devam etti. 2018-2020 yılları arasında Paris genel merkezde Armani markamızın Avrupa Bölgesindeki Pazarlama ve E-ticaret direktörlüğünü üstlendikten sonra ülkeye dönüp bu güzel divizyonu devraldım.
L’Oréal’de güzellik bizim için insanların kendilerini ifade etmesine yardımcı olan anlamlı bir amaç, bir güç. Güzelliği sağlamanın beraberinde getirdiği sorumluluğun farkındayız. Dünyanın güzelliğini iklim değişikliğiyle mücadele ederek, doğal kaynakları koruyarak, biyoçeşitliliğe saygı duyarak sahipleniyoruz. L’Oréal’ Luxe divizyonu olarak zamanın ötesinde bakış açımızla yenilik ve dönüşüme liderlik ediyoruz. Dijitali kalbinde tutan bir şirketiz ve kendimizi beauty-tech şirketi olarak adlandırıyoruz. İşimizin yarısını e-ticaret oluşturuyor. Dijitalde lokal marka iş ortaklarımızla lüks kozmetikte öncü projeler gerçekleştiriyoruz.”
Ürün gamlarınızı anlatır mısınız?
“Makyaj, parfüm ve cilt bakımı olmak üzere üç ana kategorimiz bulunuyor. Parfüm kategorisi işimizin yarısını oluşturuyor. Tüketicilerimizle özel bir bağ kurmamızı, onların anılarına ve deneyimlerine eşlik etmemizi sağladığı için bu kategori bizim için çok değerli. Sektörde başarısını ispat etmiş Libre, Sì, La vie est belle, Acqua di Gio gibi ikonik parfümlerimiz var. Niş kategorisine artan ilgiye de YSL’de Le Vestiaire Des Parfums, Armani’de Privé serilerimizle karşılık veriyoruz.”
“L’ORÉAL’DE TEK TİP GÜZELLİK ALGISI YOK”
İstek, arzu ve geleneklerin farklılığını bir araya getirerek kişiye özel güzellik çalışmaları sunan bir firmasınız. Bu süreci sağlamak için nasıl bir çalışma anlayışı benimsiyorsunuz?
“Lüks özelinde tüketicilerimize kişisel deneyimler sunmak bizim için çok önemli. L’Oréal’de tek tip güzellik algısı yok, yaptığımız her şeyin temelinde kapsayıcılık ve çeşitlilik var. Herkese kendini en iyi hissettiği versiyonunda olması için tüm farklı istek ve beklentilere karşılık vermeye çalışıyor, güçlü markalardan oluşan portföyümüzle kişiselleştirilmiş deneyimler sunuyoruz. Ürünlerimizin arkasında kapsamlı bir araştırma & geliştirme süreci ve büyük bir teknolojik yatırım var.
Lancôme ve Kiehl’s’ müşterilerine cilt analizlerine göre ürün seçimi yapma şansı sunuyor. YSL, Rouge Sur Mesure akıllı cihazıyla kullanıcılara kendi kişiselleştirilmiş rujlarını oluşturmalarını sağlıyor. Kullanıcılar istedikleri tonu yapay zekâ destekli uygulamayla denedikten sonra cihaz sayesinde istedikleri ruju tasarlıyorlar. Ürünlerimizle tüm renkleri, tüm cilt tiplerini kucakladığımız için çok mutluyuz.”
Hedef kitlenizi ele alacak olursak, Türkiye’de kozmetik ürünlerine sadece kadınlar mı ilgi gösteriyor? Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Tüketicilerimizin çoğunun kadın olduğunu öngörebiliriz fakat özellikle parfüm kategorisinde müşterilerimizin %40’ını erkekler oluşturuyor ve erkeklerin markalarımıza büyük bir ilgisi var. Parfüm tercihinde cinsiyetin önemini kaybettiği bir noktaya doğru da gidiyoruz, artık birçok koku herkesin kullanabileceği şekilde. Erkek cilt bakımına da ilgi oldukça artıyor, burada Biotherm ve Kiehl’s markalarımızla tüketicilerimizin beklentilerini karşılıyoruz.”
DOĞAL EKOSİSTEM VE DÖNGÜSEL EKONOMİNİN GELİŞİMİNE 100 MİLYON EURO BAĞIŞ FONU
L’Oréal’in yıllardan beridir Sürdürülebilirlik çalışmalarına özen gösterdiğini biliyoruz. Peki, o günden bu güne belirlenen hedefler yakalanabildi mi?
“İklim değişikliğiyle mücadelede 2005’ten bu yana enerji verimliliğini artırarak ve yerel yenilenebilir enerji kullanarak üretim tesislerimizin ve dağıtım merkezlerimizin CO2 emisyonlarını %81 oranında azalttık. Ürünlerimizin içeriklerinin %59’u bitkisel kaynaklı. İş modelimizdeki dönüşümün ötesinde, dünyanın karşılaştığı çevresel ve sosyal sorunlara destek olmak istiyoruz. Güzellik endüstrisinin lideri olarak topluma katkı sağlamalı ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Bu sebeple L’Oréal, doğal ekosistemlerin yenilenmesine ve döngüsel ekonominin gelişimine adanmış yatırımlara 100 Milyon Euro ve oldukça zor şartlardaki kadınları desteklemek için 50 Milyon Euro’luk bağış fonu ayırıyor. Solidarity Sourcing programıyla kullandığımız malzemelerin de kaynağını önemsiyor, daha iyi tarım uygulamaları ve çalışma koşulları için tedarikçilerimizi destekliyoruz.
İlk sürdürülebilir kalkınma programımızı 2013 yılında başlatmıştık, o günden beri dünya değişti ve küresel ısınma ve çevresel değişiklikler daha önce görmediğimiz kadar riskli bir hale geldi. Biz de daha güçlü taahhütlere ihtiyacımız olduğunu fark edip 2030 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığımız sürdürülebilirlik kalkınma planımızı güçlendirdik. 2025’a kadar tüm L’Oréal fabrikalarında %100 yenilenebilir enerji kullanacağız. 2030’a kadar L’Oréal ürünlerinde kullanılan plastiklerin %100’ü geri dönüştürülmüş ya da biyolojik temelli kaynaklardan olacak. 2030’a kadar biyolojik temelli içeriklerimizin ve paketleme materyallerimizin %100’ü sürdürülebilir kaynaklardan gelecek.”
L’Oréal yeni nesil diye adlandırılan Z Kuşağını kazanmak için nasıl bir yol izliyor?
“L’Oréal’de tüketiciyi dinlemek ve anlamak için tüketici araştırmalarına büyük bir bütçe ayırıyor, ürün geliştirme çalışmalarını bu araştırma sonuçlarını dinleyerek gerçekleştiriyoruz. Sosyal platformlarda onların davranışlarını gözlemleyerek iletişim modellerimizi belirliyoruz. Tiktok gibi Z kuşağı tarafından tercih edilen platformlarda yeni içerik modelleri deniyoruz. Bizim için L’Oréal’de olmak sonsuz bir öğrenme yolculuğu. Dene & öğren bakış açımızla farklı iletişim modellerini deneyip hedef kitlemiz için en iyi çalışanı keşfediyoruz.”
“KOKUNUN ARKASINDA ÇOK DEĞERLİ HİKAYELER VAR”
Bu yıl ilk kez düzenlenen MG International Fragrance Summit hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
“MG Grup bizim uzun yıllardır partnerimiz. Türkiye operasyon gösteren iki büyük firma olarak hem birlikte sektörel aktivitelere imza atıyoruz hem de parfüm ve koku dünyasının sihrini ekiplerimizle birlikte paylaşıyoruz.
Bu organizasyonla MG, muhteşem sektörel bir randevu başlattı. Lokal ve enternasyonal dev firmaların, uzmanlıkların bir araya gelişi ile büyük bir deneyim, paylaşım enerjisi ortaya çıktı. Koku çok sihirli bir oluşum, arkasında çok değerli hikayeler var. Bunu bizi sevenlere anlatmak ise hepimize çok keyif verdi. Geleneksel olmasını diliyorum.”