Aylardır Muğla’nın Akyaka bölgesinde yaşayan Gizem Karaca, Charm&Beauty kapak çekimleri için Çırağan Palace Kempinski’ye gelmeyi kabul ettiğinde, ekipçe çok memnun olduk. Alabildiğine doğal ve sempatik tavırlarıyla kalbimizi fethetti. “Güzel Köylü” dizisinin önlenemez yükselişini ve geleceğe dair planlarını konuştuk.
Dizi çekimleri için uzun zamandır yaşadığınız Akyaka’da hayat nasıl geçiyor? Diziden arta kalan zamanlarda rahatlamak için neler yapıyorsunuz? Akyaka’nın keyfini yoğun çekim temposuna rağmen çıkarabiliyor musunuz?
Açıkçası ben nasıl İstanbul’un o yoğunluğuna ve kalabalığına döneceğim diye kara kara düşünüyorum. Burada yaşadığımı anladım resmen. Aslında yapacak o kadar şey var ki. Herkese bomboş bir yer gibi geliyor olabilir. Evet aslında öyle, bu yüzden yapacak o kadar verimli şeyler buluyorum ki. Mesela daha sağlıklı yaşamaya başladım. Bütün sebzelerimi organik köy pazarından alıyorum. Köylü ablalar artık aa Gül geldi Gül diye seviniyor. Çok tatlı gerçekten. Onun dışında yazın kite surf yapıyorum, ders almaya başladım. Bazen kafamıza esiyor kanoları alıp açılıyoruz kürek çekiyoruz koy koy geziyoruz. Sporuma ve beslenmeme çok daha dikkat edebiliyorum burada. Haftada üç gün en az crossfite gitmeye çalışıyorum ve bu beni çok dinç tutuyor. Sık sık yürüyüş yapıyoruz ormanda.
Dizilerin birbiri ardına yayından kaldırıldığı günümüzde, “Güzel Köylüm” çok izleniyor ve tam gaz devam ediyor. Sizce izleyici saf haliyle “aşk” ı mı özlüyor?
Sırf saf aşkı değil bence saf olan herşeyi özlüyor izleyici. Benim bile kaç kez dediğim oldu, oynamıyor olsam ben Güzelköylü’yü izlerdim. Allah bozmasın başarımızı.
“Seni Seviyorum Adamım”la başlayan sinema serüveniniz devam edecek mi? Mutlaka canlandırmak istediğiniz bir roman karakteri var mı? Hangi tür bir filmde başrol oynamak isterdiniz?
Çok güzel projelerim var şimdilik süpriz olsun. Bambaşka bir karakter olarak karşınızda olacağım. “Seni Seviyorum Adamım” benim başlangıcımdı. Şimdi daha zorlayıcı daha farklı bir film ile geliyorum.
Sinemada ağır bir dram oynamak isterim veya daha deli dolu erkeksi bi kızı canlandırmayı tercih ederim.
Sizce oyunculuk geleceği olan bir meslek dalı mı? Herkes, özellikle de gençler oyuncu olmaya çok hevesli. Ama herkes meşhur olamıyor ya da meşhur olanların bile dizileri rating kurbanı oluyor, yayından kalkıveriyor. Tiyatro eğitimi alan gençlere önerileriniz nedir?
Türkiye’de tamamen şans diyelim. Meşhur olmakla oyuncu olmayı birbirine karıştırıyor insanlar. Tamamen enerji bence. Enerjini seyirci o ekrandan hissettiği an başarılısın demektir. Bizim şansımız da o oldu. İşimizin enerjisi o kadar yüksek ve o kadar samimi ki bi şekilde kendini sevdiriyor seyirciye. Eğitim alan öğrencilere birşey demeye hakkım yok çünkü ciddi dersler alıyorlar biliyorum tek önerim fazla tekniğe dönüşmeden doğal kalabilmek. Aslında sadece ezber ve tepkiden ibaret. Normal yaşantımızda nasıl tepki veriyorsak o kişinin kılığında ve karakterinde de öyle tepki vermeye çalışıyoruz.
Siz oyunculuk kariyerinizden evvel eğitim aldınız mı? Seminerlere hala katılıyor musunuz? Oyuncu koçunuz var mı ve sizce oyuncu
koçları faydalı mı?
İlk “Eve Düşen Yıldırım” öncesi üç ay bir oyuncu koçu Müfit Aytekin ile birebir çalıştım. Sonra iki ay New York Akademisi’ne gittim. Sinema filmi için Ümit Çırak ile bir ay çalışmamız oldu. Ve son dönemlerde oyuncu koçlarım setteki büyük ustalarımız. Aslında sırf büyük ustalar değil. Bütün oyuncuları çok iyi gözlemliyorum ve herkesten bir şeyler öğreniyorum.
Dizi setinde sarf ettiğiniz enerjiyi geri kazanmak için neler yapıyorsunuz? Nasıl besleniyorsunuz?
Söylediğim gibi şu son sekiz aydır tükettiğim herşey organik ve doğal. Kendimi çok daha dinç ve güçlü hissediyorum. Bahçeme bile maydanozumu, rokamı, dereotumu ektim. Zaten buradaki doğa o kadar besliyor ki insanı hiç birşey yapmadan ön bahçeme çıkıp içime temiz hava çekmek bile yetiyor.
Güzelliğinizi ve formunuzu nasıl muhafaza ediyorsunuz? Günlük cilt bakım rutini, beslenme ve egzersiz alışkanlıklarınız var mı?
Şeker, un ve tuzu olabildiğince azalttım. Bol bol su içiyorum, haftada en az üç kere crossfite gidiyorum ve spor hocamla birebir çalışıyoruz. Onun dışında bir beslenme programım var bana uygun hazırlanmış.
Hangi yerli ya da yabancı yönetmenin projesinde yer almak isterdiniz?
Yabancılardan Tim Burton, Quentin Tarantino, Woody Allen ve yerlilerden Yılmaz Erdoğan, Serdar Akar, Fatih Akın ve son olarak şu anki yönetmenimiz Mustafa Şevki Doğan ile bir sinema deneyimim olsun isterim.
Son zamanlarda izleyip etkilendiğiniz ya da vizyona girmesini iple çektiğiniz bir sinema filmi var mı?
Son zamanlarda Whiplash ve Birdman beni çok etkiledi. Beklediğim bir sinema filmi yok şu anda.
Yerli meslektaşlarınızdan kimin oyunculuğunu çok beğeniyorsunuz? Hangi diğer oyuncuyla aynı projede olmak isterdiniz?
Genelde beraber çalıştığım tüm oyuncularla enerjimiz tutuyor. Öyle belirli bir isim yok.
Yurtdışı bağlantılı projeleriniz var mı?
Henüz kesinleşen bir şey yok, ama planlarım var diyelim.
Oyunculuğunuzu nasıl besliyorsunuz? Herhangi bir dizi ya da sinema karakterine hazırlanırken izlediğiniz belli bir yöntem var mı? Oyunculuk eğitimi esnasında öğrendiğiniz hangi teknik, bugün mesleği uygularken işinize gerçekten de yarıyor?
Benim tek tekniğim ve taktiğim doğal olmak. Başta da dediğim gibi, çok iyi gözlemliyorum ve diğer oyunculardan besleniyorum.
Çok teşekkür ederiz.
Hazırlayan: Ece Çağlar
Fotoğraf: Murat Dikmen (Lightbox Istanbul)
Fotoğraf asistanları: Nazime Atış, Semih Gör
Makyaj: Korhan Güler (Make Up For Ever)
Saç tasarımı: Pınar Yürüyen (Kum Agency)