Reem Nöropsikiyatri Merkezi Kurucusu Doktor Mehmet Yavuz: “Kilo problemi olanlara atıştırdıktan sonra en az 15-20 dakika beklemelerini tavsiye ediyoruz.”
Günümüzün en büyük sağlık problemlerinden biri haline gelen obezitenin artmasında pek çok faktör bulunuyor. Teknolojinin gelişmesiyle insanların işlerinin kolaylaşması ve buna bağlı olarak hareketsiz yaşamın artması ve fast-food tarzı yiyeceklerin yaygınlaşması obeziteye davetiye çıkarıyor. Reem Nöropsikiyatri Merkezi Kurucusu Doktor Mehmet Yavuz ise, birçok hastalığa sebep olan obezitenin yaygınlaşmasında pek çok faktör olduğunu söylüyor.
YEME KONTROLÜ İKİ HORMONA BAĞLI
Beynin, hipotalamus ile sindirim sistemi arasında acıkmayı ve doymayı belirleyen hormonsal mekanizmalardan en önemlileri leptin ve grelin hormonları olduğunu aktaran Doktor Mehmet Yavuz, ‘Leptin hormonu, organizma günlük aktivitelerini yerine getirecek kadar gıda aldığında devreye girerek doygunluk hissi uyandırır ve böylece dışarıdan gıda alımı durur. Grelin hormonu ise leptinin aksine açlık hissi uyandırır. Obezlerde leptin aktivasyonu azalmış, grelin salınımı artmış ya da her ikisi de değişmiş olabilir.’ diyerek obezitenin hormonlarla olan ilişkisine dikkat çekiyor.
Leptin hormonunun yemeye başladıktan yaklaşık 20 dakika sonra harekete geçtiğini belirten Dr. Yavuz, hızlı yemenin bu açıdan sakıncalı olabileceğini vurguluyor. Kilo problemi olanlara atıştırdıktan sonra en az 15-20 dakika beklemelerini tavsiye eden Yavuz, bu yöntemle az yiyerek daha çabuk tokluk hissedileceğini hatırlatıyor.
İLAÇ KULLANIMI OBEZİTEYİ TETİKLİYOR
Bazı ilaçların ve özellikle de antidepresanların leptin-grelin dengesini bozarak kilo alımına neden olduğunu hatırlatan Dr. Yavuz, son yıllarda bilim adamlarının leptin aktivasyonunu artırarak tokluk hissi uyandıracak ve böylelikle şişmanlığı tedavi edecek ilaçlar üzerinde çalışıldığını ancak bu konuda etkin bir ilaç henüz geliştirilemediğini söylüyor.
TİROİT VE İNSÜLİN DİRENCİ DE ÖNEMLİ FAKTÖRLERDEN
Obezite nedenleri arasında tiroit ve insülin direncinin de önemini aktaran Dr. Mehmet Yavuz, ‘Tiroit hormonları, metabolizma aktivitesini düzenleyen hormonlardır ve az salgılandığında metabolizma yavaşlar. Bu durumda kalori harcanma düzeyi düşeceği için alınan gıdalar yakılamayıp depolanmaya başlar. Ve sonuç yine aşırı kilo alımıdır.’ diyerek tiroitin kilo alımı üzerindeki etkisine dikkat çekiyor.
İnsülin direncinin de kilo alınımını etkileyen önemli bir faktör olduğunu hatırlatan Dr. Yavuz, insülinin kan şekerini parçalayan ve enerjiye dönüştüren bir hormon olduğunu belirtiyor. Doktor Mehmet Yavuz ‘Bazı durumlarda kas, karaciğer ve yağ dokusunun insüline karşı direnç geliştirebilir. Bu nedenle insülin kan şekerini parçalayamaz, kanda şeker oranı yükselmeye ve vücut gereğinden fazla kalori maddesi üretmeye başlar. Bu yükselme dışarıdan vücuda giren kalorilerle birleşince ihtiyaç fazlası kan şekeri yağa dönüştürülerek depolanır.’ şeklinde ifade ederek bu durumun obeziteyle sonuçlandığını belirtiyor.
YAŞLANDIKÇA KİLO ALMA RİSKİ ARTIYOR
Yaş ilerledikçe metabolizma yavaşlar. Metabolizma yavaşladığı halde dışarıdan alınan gıda miktarı eskisi gibi olursa bir süre sonra ihtiyaç fazlası kaloriler vücutta depolanmaya başlar. Bu nedenle kişiler yemek disiplinleri değişmediği halde yıllar süresince artan bir grafikle kilo almalarına bir anlam veremezler. Dr. Yavuz, yaş ilerledikçe kontrolsüz kilo alımını engellemek için yemek alışkanlığını disiplinize etmeyi ve düzenli egzersizi öneriyor.
KADINLAR DAHA ÇABUK KİLO ALIYOR
Kadınların daha kolay kilo alıp zor zayıfladığını hatırlatan Dr. Yavuz, erkeklerin bu konuda metabolizmaları daha hızlı çalıştığı için şanslı olduğunu belirtiyor. Kadınların küçük de olsa aylık kilo alımına dikkat etmesi gerektiğini belirten Yavuz, obezitenin sinsi bir hastalık olduğunu ve vücuda yerleştikten sonra mücadelenin zorlaştığını vurguluyor.
OBEZİTE CİNSEL HAYATI DA VURUYOR!
Obezite, birçok hastalığa davetiye çıkardığı gibi, erkeklik hormonunun azalmasına da neden olduğunu söyleyen Dr. Mehmet Yavuz, şişmanlık nedeniyle yağlar arttıkça testosteron miktarı azaldığını, cinsel istek ve performans düştüğünü belirtiyor. Dr. Yavuz, kadınlarda ise karın içi yağların androjen algısını artırdığı için menopoz öncesinde kıllanma gibi sorunlar baş gösterebileceğinin vurgusunu yapıyor.
POLİKİSTİK OVER SENDROMU VE OBEZİTE BAĞLANTILI MI?
Obezite mi polikistik over nedeni yoksa bu sendrom mu obezite yapıyor, bu konu henüz netlik kazanmadığını belirten Dr. Yavuz, ‘Kesin olan bir şey var ki, o da bunların birbirini tetikleyen durumlar olmasıdır. Ancak obez olup zayıflayan kadınlarda polikistik over tablosunun düzelmesi, obezitenin bu hastalığa neden olduğu görüşünü destekliyor.’ diyerek obezitenin hastalığa sebep olabileceğine dikkat çekiyor.
OBEZİTE KANSERİ DE TETİKLİYOR
Erkeklerde kanser nedeniyle ölümlerin yüzde 14’ünden, kadınlarda ise yüzde 20’sinden obezitenin sorumlu olduğunu hatırlatan Dr. Yavuz, obezitenin savunma sistemini çökerterek kanser oluşumunu hızlandırdığının altını çiziyor ve ekliyor: ‘Tedbir alınmazsa 2050 yılında dünya nüfusunun yarısından fazlasının obez olacak. Engellemek ise bizim elimizde! Bilinçli beslenme ve düzenli egzersiz ile obeziteyle mücadele edilebilir!’